Gazze Şeridi'ndeki devam eden soykırımın ikinci yıldönümünde acil çağrı.

Acil Yardım
Gazze'deki Devam Eden Soykırımın İkinci Yıldönümünde

İstanbul, 7 Ekim 2025

Bugün, 7 Ekim 2023'te İsrail işgal güçleri tarafından Gazze halkına karşı başlatılan soykırım kampanyasının ikinci yıldönümünü işaret ediyoruz, etkileri gün geçtikçe kötüleşmekte olup, tarihsel çağdaş uluslararası adalet tarihinde endişe verici bir uluslararası sessizlik ve eşi benzeri görülmemiş siyasi ve insani başarısızlık yaşanmaktadır.

İki tam yıl boyunca dünya, sivillere karşı gerçekleştirilen en kanlı ve yıkıcı askeri kampanyalardan birini şahit oldu, İsrail'in günlük olarak 92 Filistinliyi öldürmesi, bunların arasında 27 çocuk ve 14 kadın bulunmakta olup, ölü ve yaralı sayısı 150 bini aşmıştır, konut mahallelerini, hastaneleri, okulları, mülteci kamplarını, ibadet yerlerini hedef alırken, tüm aileler enkaz altında yok edilirken, nüfusu kasıtlı olarak açlığa mahkum etti, gıda, ilaç ve yakıt girişini engelleyerek uluslararası insani hukuk ve temel insan hakları ilkelerini açıkça ihlal etti.

Bu büyük suçun üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, hesap verilebilirlik veya caydırıcılık olmaması, uluslararası sistemin, halkları soykırımdan koruma görevini yerine getirmede başarısız olduğunu ve uluslararası adalet sisteminin güvenilirliğinde tehlikeli bir gerileme temsil ettiğini yansıtmaktadır, ki bu sistem, insanlığın vicdanını sarsan kolektif trajedilerin tekrarlanmamasını sağlamak amacıyla kurulmuştur.

Bu trajedinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, suçu durdurmak veya sorumluları hesap vermeye zorlamak için etkili bir adım atılmamış olması, (Koruma Sorumluluğu) ilkesinin ciddi bir ihlali oluşturur 2005'te Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen, bir devletin soykırımı önlemekte veya durdurmada yetersiz veya işbirlikçi olduğunda uluslararası toplumun müdahale etmesini zorunlu kılan.

BM Güvenlik Konseyi, resmi açıklamalar ve bağlayıcı olmayan tartışmalarla yetinirken, Genel Kurul ve İnsan Hakları Konseyi, kararları için yürütme mekanizması uygulamayı başaramamış, tekrarlanan Amerikan vetosu karşısında İsrail işgaline karşı gerçek bir hesap verebilirlik sağlanamamış, cezasızlık kültürünün pekişmesine ve suçluların eylemlerine devam etmelerine teşvik edilmesine katkıda bulunmuştur.