Parlamenterler etnik temizlikle mücadele için yasama ve diplomatik adımlar çağrısında bulundu

Parlamenterler Arası Kudüs ve Filistin Platformu, Uluslararası İslam Parlamenterleri Forumu ile iş birliği içinde, “Etnik Temizlik Zamanında Filistin ile Parlamenter Dayanışma” başlıklı bir seminer düzenledi. Seminere çeşitli ülkelerden milletvekilleri, hukuk uzmanları ve parlamenterler katıldı. Etkinlik, Uluslararası Kudüs Vakfı’nın “Kudüs Ahdi” başlıklı konferansı kapsamında gerçekleştirildi.

Seminerin açılış konuşmasını, platformun Genel Sekreteri Dr. Muhammed Mekrem Bellavi yaptı. Bellavi, toplantının ana başlıklarını ve konuşmacıları tanıtarak, Filistin halkına yönelik tehlikeli tırmanışın yaşandığı mevcut koşullarda bu seminerin düzenlenmesinin önemine vurgu yaptı.

Uluslararası İslam Parlamenterleri Forumu Başkanı Dr. Abdülmecid Menasra, “Bugünkü mücadele bir bilinç mücadelesidir; siyasi eksene, ekonomik boykota ve normalleşmeyle mücadeleye odaklanan ciddi bir parlamenter mücadeleyi gerektirmektedir.” dedi.

Filistin Yasama Konseyi Üyesi İsmail el-Eşkar, normalleşmenin geçici bir siyasi anlaşma olmadığını, Arap kimliğini yeniden şekillendirmeye ve Filistin’in merkeziliğini zayıflatmaya yönelik bir proje olduğunu vurguladı. Parlamenterlerin, yasama ve denetim araçlarıyla normalleşme projesini boşa çıkarabileceklerini ve Filistin’in ümmetin pusulası ve ebedî hakkı olduğunu ortaya koyabileceklerini belirterek, onların yasama alanındaki savunma hattı ve son bilinç kalesi olduğunu ifade etti.

Ürdün Milletvekili Huda el-Atum, bölgede hız kazanan normalleşme dalgasının Filistin davası ve Arap ulusal güvenliği açısından stratejik bir tehdit olduğunu belirtti. Normalleşmenin artık yalnızca siyasi anlaşmalar olmaktan çıktığını, eğitim, medya, ekonomi ve kültür yoluyla Arap bilincinin yönünü değiştirmeye yönelik bir girişime dönüştüğünü ifade etti.

El-Atum, normalleşmenin işgale meşruiyet kazandırdığını, yerleşim faaliyetlerini güçlendirdiğini ve Kudüs’ün Yahudileştirilmesini hızlandırdığını; direnişi zayıflattığını ve işgalin Arap ülkelerine istihbarat ve ekonomik olarak sızmasına imkân sağladığını, ayrıca Siyonist anlatının yeni nesillere dayatılmaya çalışıldığını söyledi. Normalleşmeyle mücadelenin yasama ve halk nezdinde bir sorumluluk olduğunu ve parlamentonun bu konudaki rolünü sürdüreceğini vurguladı.

Cezayir eski milletvekili Abdürrezzak Makri, milletvekillerine parlamenter dokunulmazlıklarını ve siyasi-medya imkânlarını kullanarak bildiriler yayımlamaları, açıklamalar yapmaları, kamuoyu oluşturmaları ve medyada görünür olmaları çağrısında bulundu. Normalleşmeyi her türlüsüyle suç sayan yasaların çıkarılması, parlamenter denetimin güçlendirilmesi, hukuki ve diplomatik komitelere katılım ve halk hareketlerine öncülük edilmesi gerektiğini belirtti.

Endonezya Milletvekili ve Parlamento Dış İlişkiler Sorumlusu Şehru’l-İd Maazat, Endonezya Parlamentosu çatısı altında Filistin için çalışan 120’den fazla kurum bulunduğunu belirterek, Filistin halkının haklarını destekleyen insani, siyasi ve diplomatik girişimlere milletvekillerinin destek vermesinin önemini vurguladı.

Mısır Milletvekili Dr. Muhammed el-Fıkı, hükümetlerin ve uluslararası-bölgesel parlamenter kuruluşların Filistin hakkını destekleme konusundaki rollerine dikkat çekerek, Filistin halkının kendi kaderini tayin mücadelesini destekleyecek yeni parlamenter girişimlerin başlatılması çağrısında bulundu.

Moritanya Milletvekili Şeyhani Veld Beybe, parlamentolarda denetim ve hesap sormanın önemini, normalleşmenin suç sayılmasını, buna bağlı anlaşmaların reddedilmesini ve boykot yasalarının çıkarılması yönünde çalışma yapılmasını, ayrıca milletvekillerinin Filistin’e destek için medya ve ekonomik alandaki rollerini anlattı.

Avukat Hüseyin Ammar, katılımcı milletvekillerine, Gazze Şeridi’ne yönelik soykırım savaşına karıştıkları gerekçesiyle 30 İsrailli hakkında Türk savcılığı tarafından yakalama kararı çıkarılmasına yol açan hukuki girişim hakkında bilgi verdi. Ammar, “iki yıl süren sistematik soykırımın İsrail anlatısının tamamen çökmesine yol açtığını” ifade ederek, bu girişimin diğer ülkelere de yayılması çağrısında bulundu.

Cezayir Milletvekili Ahmed Saduk da, yerel yasaların kullanılarak savaş suçluları ve soykırım failleri hakkında soruşturmalar açılması ve yakalama kararları çıkarılması gerektiğini vurguladı; hukuki ve insan hakları belgelenmesinin önemine ve işgale silah tedarikinin durdurulması gereğine dikkat çekti.

Seminerde söz alan çok sayıda milletvekili ve katılımcı, normalleşmeyle mücadele edilmesi, Filistin halkının direnişinin desteklenmesi ve Gazze Şeridi üzerindeki kuşatmanın kaldırılması gerektiğini vurguladı.