İsrailli Yahudi yerleşimciler, Mescid-i Aksa'nın Müslümanlar ile Yahudiler arasında zamansal ve mekânsal olarak bölünmesi çağrıları gölgesinde 50 yılı aşkın süredir baskın girişimlerini aralıksız sürdürüyor.
İsrail’in 1967’de Doğu Kudüs’ü işgal etmesine kadar olan süreçte, Mescid-i Aksa’nın yasal işlemlerinin yönetimi Ürdün Vakıflar Bakanlığı'na bağlı İslami Vakıflar İdaresi’ne devredildi.
Ne var ki Doğu Kudüs’ün işgal edilmesinin ardından, 15 Haziran 1967’de 50 fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa baskınlarını düzenledi. O tarihten bu yana, İsrailli Yahudi yerleşimcilerin durmayan Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarının yanı sıra İsrail polisi de İslami Vakıflar İdaresi'ne getirdiği kısıtlamalarla müdahale girişimlerinde bulunuyor.
İsrail güçleri, özellikle de İslami Vakıflar İdaresi'nin Mescid-i Aksa'daki restorasyon çalışmalarına müdahale etmeye çalışıyor.
Tarihsel süreç içerisinde birçok defa Mescid-i Aksa’ya baskın yapmak ve dini ritüellerini düzenlemek isteyen fanatik Yahudi grupların taleplerin İsrail makamları tarafınca eyleme dökülmesi Nisan 2003'e tekabül ediyor.
İsrail Sulh Mahkemesi, Ekim 2021'de Yahudilerin Mescid-i Aksa'da "sessizce" ibadet etmelerinin kanuna aykırı olmadığına hükmetti. Söz konusu karar Filistin sokağı ve İslam dünyasında tepkiyle karşılandı.
22 Mayıs 2022’de ise İsrail makamları, Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa baskınlarını yüksek sesle yapmalarını ve ritüellerini gerçekleştirmeleri adına karar aldı.
Söz konusu kararın ardından, Kudüs'teki dini merciler ve yetkililer, İsrail hükümetinin Mescid-i Aksa'nın yasal ve tarihi statüsünü ihlal ettiğini ifade ediyor.
Copyright ©2024