Tarih: 28 Haziran 2023
Roma- Bugün önemli bir gelişme olarak, Stefania Ascari ve Başkan Michele Piras liderliğindeki Avrupa Birliği'nden bir heyet, Roma'daki Parlamento Binası'nda iki önemli toplantı düzenledi. Heyet, BDS kampanyasının üyeleriyle bir araya geldi ve aynı zamanda eski bir Avrupa Parlamentosu üyesi ve uzun süredir Filistin'e destek veren aktivist olan Sayın Luisa Morgantini liderliğindeki Filistin'den dönen bir heyetle bir araya geldi.
Görüşmelerin temel odak noktası, Filistin'de uluslararası hukukun ve insan haklarının tam anlamıyla saygı gösterilmesini sağlanması amacıyla Avrupa'nın kurumsal politikalarında acilen bir güncelleme yapılması ihtiyacı etrafında yoğunlaştı. Batı basınında sınırlı yer bulmasıyla doğrulanan sahadan gelen haberler, işgal altındaki topraklarda İsrail politikalarının artan saldırganlığı nedeniyle kötüleşen endişe verici durum ele alındı. Toplantıya katılanların birçoğu, mevcut bağlamı, yerleşimcilerin Filistinlilere karşı şiddet eylemleri gerçekleştirdiği bir "pogrom" a benzetti.
Durumun ciddiyetini kabul eden Parlamento Üyeleri, sivil halk için uluslararası koruma sağlamanın acil gerekliliği konusunda oybirliğiyle anlaştılar. Bu acil konuyu Parlamento'da gündeme getirme ve hem İtalyan hem de Avrupa hükümetlerinin dikkatine sunma sözü verdiler.
Ancak Başbakan Giorgia Meloni'nin İsrail'e yapacağı yaklaşan ziyaretle ilgili endişeler dile getirildi. Açıkça İsrail yanlısı duruşu ve Benjamin Netanyahu'yla yakın ilişkileri, krize etkili bir şekilde müdahale etme konusundaki taahhüdü konusunda şüpheler uyandırdığı belirtildi.
Bununla birlikte, sivillerin korunması, demokratik bir sistemde siyasi mülahazaların ötesine geçmelidir. Bu sebeple toplantıya katılan milletvekilleri, hükümeti Birleşmiş Milletler'de bu konuya öncelik vermeye zorlamak için gerekli tüm önlemlerin alınmasının önemini vurguladı.
Toplantılar sırasında tartışılan ikinci bir konu, İsrail destekçilerinin radikal kanadı tarafından desteklenen IHRA'nın anti-Semitizm tanımının potansiyel olarak benimsenmesi konusu oldu. Katılımcılar, bunun yaygın bir sansüre yol açabileceğinden ve İsrail'e yönelik herhangi bir eleştiriyi anti-Semitizm ile eşitleyerek eleştirel sesleri bastırabileceğinden korktukları için, bu genel ve geniş tanımla ilgili çekincelerini dile getirdiler. Söz konusu endişeler, zaten zorlu bir ortamda, Uluslararası Af Örgütü ve UNHCR gibi etkili kurumların saldırılara maruz kaldığı bir arka plana denk gelmektedir.
Önümüzdeki ayların, demokratik değerleri savunurken ırkçılığın her türlüsüyle mücadele etmenin gerekliliği konusunda çok önemli bir tartışmaya tanık olması bekleniyor.
Toplantılarda ele alınan üçüncü konu, İsrail ile Avrupa ülkeleri arasındaki askeri ve teknolojik işbirliğinde şeffaflık eksikliği etrafında döndü. Özellikle endişe verici olan konu, başlangıçta Filistinlilere karşı test edilen ve kullanılan "Pegasus" casus yazılımının şimdi İsrail'in siber fabrikalarından Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilmesiydi. Bunun, mahremiyet haklarının ve demokratik prensiplerin açık bir ihlali olup derin siyasi sonuçlara yol açabileceği tartışıldı.
Bu sorular, Platformun Avrupa'da kurumsal düzeyde kapsamlı ve etkili bir ağ kurma çabalarında daha fazla ilerleme kaydedildiğini göstermektedir. Roma'daki toplantılara katılan örgüt ve bireyler, Filistin'i çevreleyen acil sorunları ele almak isteyen parlamenterlere gerekli desteği ve bilgiyi sağlamayı taahhüt ettiler.
Platformun Avrupa Birliği'nin çabaları, insan haklarının korunmasına, demokrasinin savunulmasına ve uluslararası hukukun korunmasına vurgu yaparak, Filistin krizine adil ve kalıcı bir çözüm bulma konusundaki acil ihtiyacın giderek daha fazla tanındığını vurgulamaktadır.
Copyright ©2024